A ş K V E S E V G İ

   
 


 

 

A N A S A Y F A

ZiYARETÇİ DEFTERİ

İ L E T i Ş i M

BoRLiYiZ FoRM SiTeMiZ

R E S i M GALERiSİ

TüRKiYeNiN 10 HaRiKaSı

NiqDe HAK K ı N D A

BoR..H a K K ı N D A

i S L A M İ Y E T

KuRAN'I KeRiM DiNLe

NaMaZ DuA SuReLeR

İ L A H i D i N L E

C a N L I Tv RADYO

M ü z Z i K D i N L e_

F i L M İ z Z L E

A ş K V E S E V G İ

S i G a R a Y A S o N

O Y U N O Y N A

SaKLı SAYFALAR

SİTENİZİ EKLEYİN

MEVLANADAN İNCİLER

seboolobi

 


     
 


:gl                                                                        :gl                                                                  :gl
 



Kayahan - Bir Aşk Hikayesi






Aşk İle İlgili Yazilan Yazilari Görmek İçin Lütfen Aşağidaki İleri Butonunu Kullanınız.


19/4/2008 - Kalbime Dokun
Kategori: ask
 
hosgeldiniz5_1_.gif







 

myspace

Image hosting by Photobucket



...::: ѕєηі ѕєνіyояuм :::...  

 

SevGiNi KaLBiMDe HiSSeTMeK

ELLeRiNi TuTMaK İsTiYoRuM

NeDeN Ve NiCiN DeMeDeN

İsMiNi HaYKiRMaK İsTiYoRuM

SeNiNLe YaSaMaK İsTiYoRuM

En GüZeL DuyGuLaRi

Ve SoNSuZa DeK Bu HaYaTi

İCiMDeKi Bu BoSLuGu

YaLNiZ SeNiNLe TaMaMLaMaK İsTiYoRum

OLuR OLMaZ DiYe DüSüNMeDeN

ReSMiNi DeGiL,SeNi ÖpMeK İsTiYoRuM

UyUMaDaN ÖnCe HeR GeCe...

MüMKüN OLMaYaCaGiNi BiLe BiLe...!

 

Ama cok yakidna mümkün olcak....bu ayrilik bitecek..ve sana kavusacam bebeim...

Seni cok cok cok seviyorumm askimm benimmm ve heop sevecem

!!!ÖLÜRÜM BEN SANAAA ASKIMM!!!

 

 


Image Hosted by ImageShack.us
 
                           Sevmek mi?

             HiC  TaNimaDiM!!!

                             Ya gülmek?

CoKTan UnuTTum!!!

Yasamak mi?

BoSVeR!!!

         Ask ne mi?

           BüYüK BiR YaLan!!!

Mutsuzluk mu?

O BeNiM DüNYaM !!!

                                                                                            ANLAR

Eger yeniden baslayabilseydim yasama

Ikincisinde daha çok hata yapardim

Kusursuz olmaya çalismaz....sirtüstü yatardim

Neseli olurdum, ilkinde olmadigim kadar

Çok az seyi ciddiyetle yapardim

Temizlik sorun bile olmazdi asla, daha çok riske girerdim

Yolculuk ederdim daha fazla

Daha çok gün dogumu izler, daha çok daga tirmanir, daha çok nehirde yüzerdim

Görmedigim birçok yere giderdim

Dondurma yerdim doyasiya ve daha az bezelye

Gerçek sorunlarim olurdu hayali olanlarin yerine

Yasamimin her anini gerçek ve verimli kilan insanlardanim ben

Elbette mutlu anlarim oldu ama

Yeniden baslayabilseydim eger, yalniz mutlu anlarim olurdu

Farkindamisiniz bilmem yasam budur zaten

Anlar, sadece anlar.

Sizde "AN" yasayin

Hiçbir yere yanimda termometre, su, semsiye ve parasüt almadan gitmeyen insanlardanim ben

Yeniden baslayabilseydim, ilkbaharda ayakkabilarimi firlatir atardim

Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm yalın ayak! 

Bilinmeyen yollar kesfeder, günesin tadina varir, Çocuklarla oynardim

Bir sansim daha olsaydi eger

Ama hayat seksenimdeyim ve biliyorum

ölmekteyim.

 Image hosting by Photobucket Image hosting by Photobucket Image hosting by Photobucket Image hosting by Photobucket 

SENİ SEVİYORUM

Bir akşam vaktiydi
Dolunayın ipeksi çığlığı duyuldu önce
Sonra saçlarını gösterdi uzaklardan
Burnu ve elmacık kemikleri aynı anda çıktı ortaya
Sonra dudakları,çenesi,boynu göründü.
Ve birden yeryüzüne indi Dolunay
Ve kollarımı açtığımda sarıldı.
Seni seviyorum dedim
Ben de ama neden dedi
Anlatmak kolay değil dedim.
Dinliyorum dedi...

O uzun,incecik,narin parmakların avuçlarımın içinde ıslandığı için,
Bana,hayatta asla tatmadığım ne varsa veriyor
Ve daha da vermeye hazır olduğunu bildiğim için,
Seni sadece sevmiyor
Sana aşığım dediğin için,
Çıplak sarılışlarında,senin kollarında huzuru,zevki,aşkı,mutluluğu,
güveni buluyorum diye kulağıma fısıldadığın için,
Yumuşacık dokunuşlarınla beni alıp götürdüğün için
Başını göğsüme gömdüğünde,
O güzel saçlarının kokusunun bana özel olduğunu bildiğim için,
Sabahları kollarımda uyandığında
Gülümseyen çıplak bakışlarını gözlerimden ayırmadan
Dudaklarıma ıslak bir öpücük bıraktığın için,
Çalışırken,yürürken,eğlenirken,içki yudumlarken,
Çay içerken,dinlenirken,ağlarken,gülerken
Hep seni,sadece seni düşündüğüm için,
Beni beğendiğini,sevdiğini,arzuladığını söylediğin için,
Bana kadın olduğumu sen hissettirdin dediğin için,
Bana hiç kimsenin veremeyeceği bütün güzellikleri yaşattığın
Ve hala da yaşatmaya devam ettiğin için,
Duvarlarıma,seni deliler gibi seviyorum ve sana aşığım diye
Notlar bıraktığın için,
Beni senden başka hiçbir kıza ilgi duyamayacak hale getirdiğin için,
Varlığınla kendimi dünyanın en mutlu insanı hissettiğim için,
Beni sev,koru ve sadık kal
Seni dünyanın en mutlu insanı yapayım dediğin için,
Bana aşkınla,tutkularınla şu dünyada
Cenneti bile vermeyi başardığın için,
Seninle herşeyi paylaşmanın en güzel şey olduğunu bildiğim için,
Senin kollarında uyumak,sana sarılıp öylece kalakalmak
Senin kokularını doyasıya içime çekmek istiyorum dediğimde
Bana "Ben de" dediğin için,
Benim arkadaşım,dostum,hayatım,canım,birtanem
Sevgilim,küçük kedim,bebeğim,aşkım olduğunu bildiğim için,
Seni seviyorum derken,sesindeki o tınının
Sadece bana özel olduğunu bildiğim için,
Beni kıskandığın için,
Ve hayatımı unutulmaz bir şiire çevirdiğin için,
SENİ ÇOK AMA ÇOK SEVİYORUM SEVGİLİ...

 

Törpülenmiş özlemlerimin ağacıydı sensizlik
Gölgesinde hayallerimi büyüttüğüm ...
Güneşsizken yeşeren yokluk krizlerimdi
Son dönüşümle sana, yok olacaktı biliyordum
ve sıcak nisan yağmurlarınla...

Pencereme vuran; boşluğunun yağmuru
Hastalıklı günlerin habercisi yeniden
İpinle indiğim kuyuyu dolduruyor bu kentin suları
Kalbimin üstüne ölü toprağı serpiyor sinsice...
Düşerken bir damla ,
Lanetini de indiriyor beraberinde
Neden bunca yağmur var ki bu şehirde...?

Sevgimin muhteviyatını sorguluyorum şimdi odamda
Anlıyorum..
Anlamımı bırakmışım yanında giderken..
Sokaklarını özlüyorum,
Kanımı çeken akşam güneşini
Yağmurun bile bir başka..
Sen yoksun ya,
Şu yağmur yağmayı bilmiyor burda....
    


 
 

 

♥♥.¸¸.•*´•`*•.¸¸.♥♥ıѕℓαк♥ ♥.¸¸.•*´•`*•.¸¸♥♥

 

 

 

 

 

 

Image hosted by Photobucket.comImage hosted by Photobucket.comImage hosted by Photobucket.com

 

ISLAK

 Neden yağıyorsun yağmur

Neyi ıslatmak istiyorsun

Image hosted by Photobucket.com

Toprak ıslak,

Yaprak ıslak,

Ruhum ıslak,

Kalbim ıslak,

Gözlerimi ıslatmak istersen,  Nafile,

Onlar,

Zaten ıslak...

 

Image hosted by Photobucket.com
 

                                                                                       CANIM ACIYOR


Her nefes alışımda
Ciğerlerime özlemini çekiyorum
Her sigara yakışımda
Hasretinin kor ateşinde bende yanıyorum
Anla artık;
Sensiz gecen her bir anda
Gözlerindeki ışıktan yoksun her karanlıkta
Yüreğim sızlıyor içten içe
Ve canım acıyor...

Duvarlar pembe düşlerime el koymuşsa
Yalnızlık son restini çekip kalbimi rehin almışsa
Sana koşan ayaklarıma kör zincirler vurulmuşsa
Anla işte;
Düşündükçe yokluğunu, andıkça ismini
Hasretine sarılıp hatırladıkça o masum gözlerini
Yüreğim ağlıyor içten içe
Ve canım acıyor...

Gece yarısı yokluğunun kâbuslarından korkuyla uyanıyorsam
Yetim kalmışçasına
Düşlerimin ortasında sadece sana ağlıyorsam
Anla işte;
Ağladıkça hasretine, gözyaşlarım süzüldükçe toprağa
Bir gün sensiz bitip bir sayfa daha ekliyorsam yalnızlığıma
Yüreğim sızlıyor içten içe
Ve canım acıyor...

Bastığım her kaldırımda senden bir şeyler ararken
Şehrin tam ortasında dizlerim artık yorgun düşüyorsa
Sensizliğin içinde ruhum yavaş yavaş kayboluyorsa
Anla artık;
Şehrin her ışığında hatırladıkça gözbebeklerini
Anımsadıkça son gidişini
Yüreğim sızlıyor içten içe
Ve canım acıyor...

 

                                                                                Herşeyimsin Sen....


Sen hep sen herseyim sen
Sabahlara dek bekledigim
Hayaliyle yasadıgım
Herseyim sen
Gercegim sen
Bitti artık dedigimde
Aglamaktan tükendigimde
Yorgun düstügüm gecelerde
Herseyim sen
Yüzümdeki tebessüm sen
Sevda nedir unutugumda
İçimdeki cocuk kayboldugunda
Umutlarım yok oldugunda
Herseyim sen
Gelecegim sen
Beni ben yapan tek gercek sen
Elimden tutup mutluluga kos diyen sen
Kahkahalarla gülmeyi ögreten sen
Ve en önemlisi ve degerlisi
Bana sevgisini veren sen
Seni seviyorum birtanem

 

Sen Yokken Biraz Daha Ölüyorum Ben Sana baharları getirirken
Terlemiş yüreğimi
Ilık nefesinle kurula.
Sevdanın kundağına sarıp
Düşlerinde uyut beni.
Üşüyen tenimi
Nefesinin sıcaklığıyla sar.
Avuç içlerinde uyurken
Gülüşlerimden öperek uyandır beni.
                              

 


Gönlüm sonbahar, yaprak yaprak dökülüyor
Her mevsim kış, hergünüm gece
Sonu yok yolların, yarını yok saatlerin

Ve ben biraz daha ölüyorum sensizliğin ortasında
Kokusu yok çiçeklerin, gök kuşağının rengi yok
Ateşi yok sevmelerin, sigaramın dumanı yok
Gözlerin her yerde, ne yana baksam gözlerin
Ve ben biraz daha ölüyorum gözlerinin ortasında

Alevi yok yangınların, suyu olmadığı gibi yağmurun
Denizin mavisi yok, tıpkı gözlerin gibi
Gözlerin her yerde, ne yana baksam gözlerin
Ve ben biraz daha ölüyorum sensizliğin ortasında

Dostu yok gecelerin, geceler çok uzun
Geceler bir ömür, ömür dediğin bir tutam ümit
Ümidi yok yarınların,
Tıpkı senin yokluğun gibi
Ve ben biraz daha sana hasret
Hasret bir ip boğazıma düğümlenmiş
Düğümler her tarafımda, bütün yollar kör düğüm
Ve ben biraz daha ölüyorum sensizliğin ortasında

Yalnızlığını ben yazarım şiirlerin, ayrılığını ben
Karamsarlıkları hep senden
Hayalinle süslenen bu şehir
Ve ben ölüyorum bu şehirde sensizlik ortasında

                                                                                                                ....AŞK....

Aşk, dört işlemle ifade edilmeyen
görünmeyen rüzgar
bir kum tanesinin hafızasında kalan kaya parçası
düşün bozup bozup kendince kurduğu görüntüler
ve resmi tarih yazıcılarının asla anlayamadığı şeydir aşk,

aşk, suda ıslanmaz
kutuplarda eksi altmış derecede bile yakar insanı
babadan oğula devredilecek bir mülkiyet ve iktidar da değildir aşk,
dini, dili, rengi, sınır ve bayrağı, nöbetçi kuleleri yoktur
ama genellikle biri sonunda yaralanır
acil servislerde de kaydına rastlanmaz
erken tanısı yapılamayan
yüreğimizi yurt edinmiş
ve asla düze inmeyen dağlı bir kabiledir aşk,

aşk, dünyada dolaşan serseri bir ıslıktır
zamanın arşivinde esrarı çözülmemiş giz
dibe vurmuş mektuplarda solmuş elyazısı
telefonda uzakların ayak izi
defter arasında kurutulmuş gülün ahı
hep sürgün efsanedir aşk
kahramanı dağları deler, kuyulara iner
sevgilinin yokluğunda yağmalanmış kent görüntüsüdür aşk,

aşk, dağlara çivi gibi çakılmış
eşkıyanın kendince hayata itirazdır
kaşları çatılırsa çatışma hali
susarsa soğuk savaş, gülerse devrimdir aşk
hindiçin'de giyap anti-emperyalist
anti-faşist ve ispanya iç savaşında anarşist
yunanistan'da teslim olmaktansa
beynine kurşunu sıkan aris'tki bağlılıktır aşk
aşk, babil kulesinin varlığına duyulan şüphedir

kafkasya'da şeytanın dağlarla aynı torbada yeryüzüne inmesi duaların hayatı
temize çekmediğini
öğrenen tibetlinin tapınağını terketmesidir aşk,

dünyanın yedi günde kurulduğunu yazan tevrat'a göre
iki kişiliktir, üçüncü bir kişinin varlığı
mısır'ı düşman görmektir israiloğularına göre aşk

aşk, başını buluta koyup uyumak değildir
tedirginlik, şüphe, heyecan, kızgınlık, küskünlüktür
sonsuz bir kahkaha da değildir aşk,

içimizde bin yılda bir uyanan
ve uyandığında kıyameti koparan ateşlerin <...> devdir
o, gecelerin efendisi
gündüzlerin kanatları ışıktan kuşudur sevgiliye göre
yaratan, ama ihaneti asla bağışlamayan
bir elinde gül, diğerinde rüzgar
kıyamet gününde suyun yüzü
yastığının altında bıçakla uyumaktır aşk,

 

özledim seni...

ayrılık yüreğimi uyuşturuyor karıncalandırıyor nicedir.

beynimi uyuşturuyor özlemin...

çok sık birlikte olmasak bile

benimle olduğunu bilmenin

bunca zamandır içimi ısıttığını

yeni yeni anlıyorum

Yokluğun,

Hatırladıkça yüreğime saplanan bir sizi olmaktan çıkıp

mütemadiyen bir boşluğa

Sabahları seni okşayarak başlamaları

aksamları her isi bir kenara koyup

seninle baş başa konuşmaları özlüyorum;

oynaşmalarımızı,

yürüyüşlerimizi,

sevimli haşarılığını,

çocuksu küskünlüğünü...

Nasılda serttin başkalarına karşı

beni savunurken;

ve ne kadar yumuşak

bir çift kısık gözle kendini

ellerimin okşayışına bırakırken

Gitmeni asla istemediğim halde

buna mecbur olduğunu görmek

ve sana bunları söylemeden

'git artık' demek

'beni ne kadar çabuk unutursan, o kadar çabuk

kavuşacaksın mutluluğa'

demek sana nede zor

seni görmemek ve belki yıllar sonra

karsılaştığımızda

bana bir yabancı gibi bakmanı istemek senden...

yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz geçirmek....

 

 

 

 

                                                                

 

                                                   

   

 

 

Genç adam elinde bir buket çiçek, sahile koşarak geldi...
Gözleri şöyle bir sahilde gezindi, aradığını göremeyince
ilk gördüğü banka oturup sevdiğini beklemeye başladı. Ellerinde
her zamanki çiçeklerden vardı. Sevgilisinin en sevdiği çiçekler bunlardı.
Kırmızı, kıpkırmızı, kan kırmızısı güller... Sanki dalından yeni koparılmış
gibi tazeydiler, buram buram kokuyorlardı, sevgi kokuyor,
aşk kokuyor en önemlisi de özlem ve hasret kokuyordu güller...
Hepsinin üzerinde damlalar vardı. Sanki ağlıyor gibiydiler.
Genç adam güllere baktı, sanki onlarla konuşuyormuş gibi,
"Neden ağlıyorsunuz, bakın ben ne kadar mutluyum" dedi.

Az sonra sevdiğini göreceği için kalbi deli gibi atmaya başlamıştı.
Ne zaman onu düşünse, onunla buluşacağını hayal etse
kalbi aynı böyle yerinden çıkacakmış gibi oluyordu.
Senelerdir birbirlerini sevmelerine rağmen ikiside sevgisinden
hiç bir şey kaybetmemişti.. Onları hiç bir şey ayıramazdı...
Ne hasret, ne ayrılık, ne de ölüm...

Genç adam telaşla saatine baktı. Sevdiği yine geç kalmıştı,
1 dakika geç kalmıştı. Üstelik o, sevdiğini bekletmemek için dakikalarca
önce koşarak geliyor, onu beklemeyi bile seviyordu.
Ama sevdiği her zaman bunu yapıyordu. Devamlı kendisini bekletiyordu.
Herkesin bir kusuru olurmuş diye düşündü...

Gözlerini önündeki uçsuz bucaksız denizlere dikti. Denizin sonu
yok gibiydi, tıpkı sevdiği kıza karşı olan aşkı gibi denizinde sonu yoktu.
Sonsuzluğa uzanıyordu. Aslında bugün onlar için çok özel bir gündü.
Kendi aralarında söyleneceklerdi. Delikanlı önce bunu sevdiğine açmış,
sonrada gidip iki yüzük almıştı. Bu kadar önemli bir günde bari
onu bekletmemeliydi.. Ama alışmıştı artık beklemeye, zararı yok
biraz daha beklerim diye düşündü. Güllerin yaprakları
nedense hala yaşlı idi. Bir türlü anlamıyordu onları.
Her şey bu kadar güzelken neden ağlıyorlardı ki?

İşte az sonra sevdiği gelecek, ona sarılacak, kucaklaşacaklardı...
Sonra söz yüzüklerini takıp, evliliğe ilk adımlarını atacaklardı.
Genç adam öyle heyecanlıydı ki sevdiğine kavuşmak için can atıyordu...
Martılara baktı, birbirleriyle oynaşıp, uçuşan martılara... Ne kadar güzel
dansediyorlardı havada. Tekrar saatine baktı genç adam.
Endişelenmeye başlamıştı. Sevgilisi yine geç kalmıştı, hem de çok...
Bu kadar geç kalmaması gerekiyordu. İşte her gün burada buluşmak
için sözleşmiyorlar mıydı? Her gün sahilde, martılara bakarak,
denizin onlara anlattığı masalları dinleyerek birbirlerine sarılıp
hasret gidereceklerine söz vermiyorlar mıydı?
O zaman neden gelmemişti yine??...

Aklına kötü düşünceler gelmeye başladı. Hayır.. hayır.. olamazdı.
Sevdiğine bir şey olamazdı. Onsuz hayat yaşanmazdı ki...
O ölse bile devamlı benimle yaşar diye düşündü genç adam.
Bunun düşüncesi bile hoş değildi. Gözlerini yere indirdi. Gözyaşlarını
kimsenin görmesini istemiyordu. Zaten nedense etrafındaki insanlar
ona sanki kaçık gibi bakıyorlardı. Rahatsız olmaya başladı bakışlardan.
Artık bıkmıştı... Yine sevgilisi geldi aklına.. Neden gelmedi acaba
diye düşünmeye başladı. Gözlerini kapattı. 7 sene oldu dedi.
7 senedir her gün bu sahildeydi, sevdiğini bekliyordu.
Daha fazla dayanamadı. Kalbi parçalanacak gibi oluyordu.
Gözlerinden bir damla daha yaş güllerin üzerine damladı...

Yine gelmeyecek galiba, en iyisi ben onun evine gideyim diye mırıldandı...
Hiç olmazsa gülleri her zamanki gibi yanına koyar, ona vermiş olurdu...
Genç adam ayağa kalktı. Sevdiğiyle buluşmak üzere, yeşil tepenin
ardındaki kabristana doğru yürümeye başladı...

 

 

 

 

 

______*#######*
____*##########*
__*##############
__################
_##################_________*####*                

__##################_____*##########
__##################___*#############
___#################*_###############*
____#################################*                                                     
______###############################
_______#############################
________=##########################
__________########################
___________*#####################
____________*##################
_____________*###############
_______________#############
________________##########
________________=#######*
_________________######
_______________####

 

 

 

Image Hosted by ImageShack.us

 

 

 
 
Ah bir söyliye bilsem sana
Seni ne çok sevdiğimi
Uzanıp tutabilsem ellerini
Yüreğim yüreğine kavuşsa
Benden çok uzaklardasın sevdiğim
Sen içime çektiğim nefesim
Aldığım her solukta benimsin
Düşlerimde yalnız düşlerimdesin
Seni uzaktan sevmekte güzel
Bana uzakken sevgin bu kadar güzel
Ya benim olsan.. sevdiğim
O zaman bu yürek dayanırmı
Bu kadar büyük sevgiyi taşırmı
İçimden bir çığlık kopuyor
Kimsenin duymadığı bir çığlık
Seni seviyorum diyor seni seviyorum...
Hemde hiç kimsenin sevmediği
Sevemeyeceği kadar
Canımda can kadar
Bir gün kara toprak olana kadar
Bu yürek bu sevdayla kavrulur yanar.....
 
 
 
 
                                                                    

                                                   

 

                                             Image Hosted by ImageShack.us

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 Yüreğim ne dediyse onu dinledim ben. Kimi işaret ettiyse ona yöneldim. Şimdi sen diyor da başka bir şey demiyor. Ansızın bastıran bir yağmura hazırlıksız yakalanır ya insan, işte öyle ıslattı beni aşkın. Seni bekledim ben. Yüreğimdeki heyecanı, gözlerimdeki yeşili, dudaklarımdaki ateşi, ellerimdeki titremeyi, küçük dokunuşları sana sakladım. Ne sen beni bilirdin ne ben seni ama bir yerlerdeydin ve mutlaka gelecektin. Ve bir gün çıktın karşıma. İşte o gün sevdaya dair ne kadar tortu varsa içimde eridi gitti. Çocuk oldum yeniden. Hani bıraksan yemyeşil bir kırda bağıra çağıra şarkı söyleyip koşarım. Seni bulmanın coskusunu hiç bitmeyecek bir enerjiyle yaşarım. Seninle yep yeni bir hayatın başladığını biliyorum. O hayatın içinde vazgeçilmez kıldığım tek şey sensin. Bilirim, bu şarkı korkutur bazen insanı. Neler oluyor diye sormadan bir duygu selinin içinde bulursun kendini. Ama zaten aşk öyle bir şey değil midir? Sorarsan planlarsan onun adına aşk denir mi? Bırak kendini, bırak ki aşkın büyüsü sarsın seni. Kendini o eşsiz duyguların ferahlığına bırak. Tut elimi birlikte çıkalım bu yolculuğa. Yarınsız zamanların iki yolcusu olalım. Kaygısızca yaşayalım aşkı, eriyelim birbirimizde. Yüreklerimiz birbirimiz için atsın, soluklarımız birbirine karışsın Tutkunun alevleri dalga dalga sararken bedenlerimizi. Gidersen... Gözümdeki son parıltıyı da alır götürürsün. Bir zemherenin ortasında titrerken bırakırsın beni. Ama merak etme ayakta kalırım ben. Tıpkı fırtınaların boynunu eğip yıkamadığı kavak ağaçları gibi. Senden bana yadigâr kalan her anıyı bir kez daha bir kez daha yaşarım. Aşkım da benden yadigar kalır sana...

 

 

 

 

 

 

 

 

 
 



 

"ayrı kara parçalarında,
ortak gökyüzüne bakmanın avuntusu var şimdi.
ne denir ki bu aşka...
sigara izmariti yokluğumun kül tablasında, kırmızı rujlu
 sönmüş üzerine yatamadığımız bir yatak gibi kaldı aşkımız
ne denir ki bu aşka...
çarşafı bozulmayan bir sevdamız var şimdi..."

tasviri zor içimde başlayan ayrılıkların.
bana kalan, gözlerime delici son bakışın yalnızca.
oysa sözler vermiştik birbirimize değmeyecekti gözlerimiz.
arkanı dönüp giderken sen, ben içimdeki karanlığa
uğurlayacaktım seni. sevdiğin şiirleri alacaktın yanına bir
 tek, bir tek bana
yazdığın ilk ve son şiiri yanıma, giderken. başucumdaki

tozlu günlüğün sayfalarında bırakacaktın.orada yazdığın

diyebilirim ki gidişine" diyecektim...

son satır gibi hayatın tuhaflığına bir kez daha küfredecektin. Gözlerine 
 bakıp "ne

 

 

 

Ne demiştik bu aşka!

 


Gözlerim kangren kabuslara uyanmakta.
sanki tüm hazineleri keşfedilmiş ruhumun.
tüm gözler görmüş en gizli anlarımı , sensiz bu kadar düşecek miydim elden ayaktan?

Seni düşünmenin suç, hiç düşünmemenin kabahat olduğunu bildiğim halde
Ayrılık ayrılık kokarken avuçlarım
çığlık gibi iner adın, usul usul üstüme
işte bu yüzden ağır ağır çökerim bulunduğum yere,
Kanayan yerlerimi görmemeni istedikçe, utanır arsızlığım yalan olur;
Şarap tadını verir ağzımda işte o zaman yalnızlığın..
Bir tutam toprak kokar, bir tutam gece, kaç zaman oldu kokun sinmeyeli üstüme…
Kaç gece yürümedik ıslaklığında çimlerin yalınayak, deniz olup kaybolmadık maviliğinde
 ufukta geçen gemilerin… şimdi geçmişe dair izler taşıyorum yüreğimde.
ne zaman uzaklığını fark etsem karanlığın korkusu iniyor yüreğime.
dokunduğun bir eşya, nefesinden yoksun bir oda belki de
umulmadık bir sessizlik kaplıyor yüreğimdeki yedi veren bahçeleri .
geçmiş bir aşkın sureti var şimdi avuçlarımda
bambaşka bir iklimdeyim sanki
zaman tükendi bende, pusuda bekliyor şimdi beni yalnızlık.
anladım ki sevmek lanetli
söyle sevgili;
ne demiştik bu aşka!..

  

 

 http://spaces.msn.com/members/arzucetin/

 

 







ALIŞAMADIM

a£ıگamadım



Bin parçaya böldüm geceyi
Her parçaya sevdamı işledim
Ve sensizliği.....
Zor bu hasret kokulu yastıklarda yatmak
Zor bomboş duvarlarda gölgelerle konuşmak
Ay firar etti geceden
Sessizlik türküler yaktı zaferlerine
Ağladım.....
An oldu gözlerini diktim karşıma
Özleminden kanatlar yaptım
Gitme demeliydim, bilsemde kalamazsın
Diyemedim....
Koparttım tüm güllerini tebessümlerin
Tüm sevdaların yapraklarını yoldum
Denizleri akıttım yanaklarımdan
Gel gör ki yokluğuna
Alışamadım


 

 

http://spaces.msn.com/members/arzucetin/

 

 

 

 

FİLOZOF VE FELSEFECİLERE GÖRE AŞK

BENCE EN GÜZEL OLANI (sevdiğinizin kulağına fısıldadadıgınız)

SİZE AİT OLANDIR....

 

SANIRIM BU KONUDA EN GÜZEL SÖZÜ ÖZDEMİR ASAF SÖYLEMİŞ

‘’BİR AŞKI ANLAMAK İÇİN BİR ÖMÜR GEÇİRECEKSİN’’’DİYE

 

 

 

 

http://spaces.msn.com/members/arzucetin/

 

Aristo Tales:
"Sevmek aci çekmektir, sevmemek ölmek. Sevmek zevktir ama yalniz sevilmenin hiçbir zevki yoktur"

 

http://spaces.msn.com/members/arzucetin/

 

Bailey:
"Ask dünyanin en tatli mutlulugu ile en derin acisindan yaratilmistir"

 

http://spaces.msn.com/members/arzucetin/

 

Balzac:
"Ask yasaminda kadin, ancak hünerli bir çalgicinin elinde dile gelen bir lir gibidir. Kadinlar bizleri sevdikleri zaman her suçumuzu bagislarlar"

 

 

http://spaces.msn.com/members/arzucetin/

 

Basta:
"Erkek az fakat sık sever, kadin ise çok ancak bir kez sever"

 

 

http://spaces.msn.com/members/arzucetin/

 

Jacob Boehme:
"Istek, hareket/genisleme, yön veren tezlere bilgelik eklendiginde ask olur"

 

 

http://spaces.msn.com/members/arzucetin/

 

Duclos:
"Ask bikilmayandir. Her seyden bikilabilir ama asktan ...

hayir"

 

 

http://spaces.msn.com/members/arzucetin/

 

Antoine Bret:
"Askin ilk solugu mantigin son solugudur"

 

 

http://spaces.msn.com/members/arzucetin/

 

Fenelon:
"Sevmeden yasamak yasamak degildir. Az sevmek ise

sürüklenmektir."

 

 

http://spaces.msn.com/members/arzucetin/

 

Freud:
"Yasam belirtisinin kökeninde duygulanma; duygulanmanin da temeli asktir"

 

 

http://spaces.msn.com/members/arzucetin/

 

Victor Hugo:
"Ask bir deniz, kadin onun kiyisidir." 
 

 

http://spaces.msn.com/members/arzucetin/

 

Montaigne:
"Ask utanma ve çekinmenin oldugu yerde vardir."

 

 


http://spaces.msn.com/members/arzucetin/

 

Newton:
"Ask köprü kurmaktir. Insanlar köprü kuracaklarina duvar ördükleri için yalniz kalirlar."

 

 

http://spaces.msn.com/members/arzucetin/

 

Cenap Sehabettin:
"Kadin olsun, kitap olsun cildine aldanmayip içindekilere bakilmalidir."

 

 

http://spaces.msn.com/members/arzucetin/

 

Shakespeare:
"Degisiklikle karsilasinca degisen ask, ask degildir... Ask gözle degil ruhla görülür."

 

 

http://spaces.msn.com/members/arzucetin/

 

Mevlana:
"Bir aski baska ask söndürebilir. Askta ne yükseklik, ne alçaklik, ne de akillilik ve akilsizlik vardir. Hafizlik, seyhlik, müritlik yoktur. Sadece kepazelik, asagilik ve rintlik vardir. Insanin topragini ask sebnemi ile yogurduklari için alemde yüzlerce fitne ve kargasalik peyda olur. Askin yüzlerce nesteri, ruhun damarlarina sokuldu ve oradan gönül adi verilen bir damla aldi... Ask öyle engin bir denizdir ki, ne kenari vardir, ne de ucu bucagi."

 


http://spaces.msn.com/members/arzucetin/

 

Mu-Ti:
"Kim baskasini severse kendisi de sevilecektir. Baskalarini kazandirmis olan kendisi de kazanmis olacaktir. Tüm insanlar kendileri arasinda karsilikli bir sevgi hissederlerse, güçlüler zayiflari avlayamazlar, sayilari çok olanlar daha az sayidakileri, baskilari altina alamazlar. Zenginler yoksullari asla baskilari altina alamazlar, usta olanlar da beceriksizlerle alay edemezler. Sevgide tarafsizlik, kisisel sevgide yanilmayi önler; tarafsiz sevgi kisisel sevginin de güvencesidir."

 

 

Image Hosted by ImageShack.us

 

Pascal:
"Ask iradenin eregidir. Her çesit dissal emir ve baskilardan çok usa uymak gerekir. Iradenin eregi olan bu asktan baslayip tutkuda sona eren bir yasam mutludur. Bunlardan birini seçmem gerekse 'ask'i yeg tutarim. Biz ask karakteri ile dogariz. Ask ruhumuz yetkinlestikçe gelisir ve bizi güzel görünen seye sürükler. Bundan sonra artik bizim bu alemde sevmekten baska bir sey için var oldugumuzdan kim kuskulanir? ... Askin konusu güzelliktir ve insan evrenin en güzel nesnesi oldugu için disarida aradigi bu güzelligin örnegini kendi içinde bulmasi gerekir. Bu itibarla insan ancak kendisine benzeyeni ve olabildigi kadar kendisine yaklasani sever. Sevmeye baslayinca eskisinden bambaska bir insan oldugumuzu anlariz. Asktan söz ede ede insan asik olur."

 

 


  


Sus!..........Aşk...
Dudaklarım durgun
Suskun bir senfoniyim
Sus-pus olmuşuz ikimizde
Zaten derdimizde malum
Diri aşklarda tat yok
Ölmeli aşklar

Tenlerin tenlere dolaşması yasak
Bunu anlasak
Sen sen olmadan da
Ben yok i k e n yani
Ben yaşam ı ştım
A ş k t ı evreni üreten sanki
Bilmem anlatabiliyor m u yum
Anlaya b i l men için

S e n
Ç e k i n -G e n
Durgun K a D ı n
Pembe-Mor tonlarıma vurgun KadıN
Senin o muhtaç l ı ğın
Eskitil e m e yen prangaların
Ama beni dinle
Ben seninle ne sevişmeler düşledim
...........

Ölmesek --- E ğ e r
Aşkları yaşamaya değer
............
Sen bensiz
Sen nedensiz
Kuşkularınla yersiz
Gözlerine okunan türkülere tükürensin
.............
Acımasız imgeler yığınısın
Sen
.............
.............

Ben sözcüklerin dans eden haliyim
Aşkın çiçeklerle donatılan bahçesiyim
Şiirlerden örgülenmiş tenim
Kurşun işlemez bir katman
Sıkıysa gir içine
Orada sevda seslenir
Aydınlığın muştusu v a r...
..............

Ne zaman
Ki prangaların eskitilirse
İşte o zaman AhmeD Arifin sevdası olursun
Ve Nazımın memleket özlemiyle yanarsın
Öyleyse çınarlar dikmeli Anadolu da
Serin gölgesinde serin yaşansın aşklar
..............
..............

Yoksa biz suskun piramitlerin gizemi miyiz
Böylesine derinden kopan çığlıklarımızın monologlarıyla
Suskunuz
..............

Bir Gün...!>
Yaşam nekadar acımasız değilmi..?
Bazen anlatamayız yaşadığımız mutluluğu...
Bazende kaybolan iki göz oluruz gözyaşlarında...

Gözlerimiz yaptığımız hatalara takılır,
Yaşadığımız aşkların gözyaşıyla dolu sayfalarında...
Yüreğimizde dudaklarımıza yansıyan hüzünlü bir burukluk,
Dilimizde söyleyeme yüzümüzün olmadığı, keşkelerimiz

olur bianda.Bir bakarız ki onca zamandan sonra
koca bir yanlızlık var etrafımızda.etrafımızda.Yalan
sevgilerin peşinden koşmaktan yorulmuş dizler,Her
yediği tekmeden sonra ağrıyan bir kalp,Sahte bakışlara
kandığına isyan eden,Ve geleceği görememiş iki göz...

Evet..! Artık sadece bunlar vardır elimizde...

Oysa ki tek istediğimiz sevgimizi hakeden bir kalp,
Sabah kaltığımızda bakıp; iyi ki varsın diyeceğimiz bir yüz,
Öldüğümüzde yüzümüzde dolaşacak sıcak bir el,
Ve gözyaşları arasında yanağımıza konacak bir veda busesi DEĞİLMİ...?

Çokmu şey istedik acaba hayattan.?
Hiçmi haketmedik sıcak bir sarılmayı.?
Hep yanlış kişiler içinmi akmalıydı gözyaşları.?
Herzaman ayrılıkla mı bitmeliydi yüreğimizde büyüttüğümüz sevdalar.?

Kimsenin Cevap veremediği bir kaç soruydu işte kalemimden dökülenler.
Sanırım şuan çoğumuzun sızlayan bir vicdanı,
Ve gözünün önüne gelen bir ayrılık zamanı var..

Herkesin öldürdüğü bir sevgisi var benim ki gibi,
Herkesin bir günü var içini sızlatan,
Kendi elleriyle yanlızlığa ittiği bir aşk var haince.
Bu yüzden ağlamıyormu yüreğimiz sessizce...
Bu yüzden korkmuyormuyuz yanlızlıktan, gün karanlığa döndükçe...


Birgün..!
Belki...!
Bir yerde...!


Öldürdüğümüz aşkların vicdanımızdaki izlerinden kurtulmak,

Ve Sevdiğimiz insanın yanında ölmek 


Cigerin Yansin...  Birikti uğrunda döktüğüm yaşlar
Al götür vicdansız ruhun yıkansın
Her günüm hasretin zulmüyle başlar
Ahımı hakettin ciğerin yansın
Photobucket
Bilseydim duyguya yer yok dininde
El pençe durmazdım hayalin önünde
Kapkara yas tututum doğum gününde
Neşemi yok ettin ciğerin yansın
Photobucket
Doğuştan sevgiye aşka meyildim
Kimsenin lütfuna muhtaç değildim
Bir sana diz çöktüm sana eğildim
Canıma tak ettin ciğerin yansın
Photobucket
Sen ince ağrımsın veremdim sana
Aleme haramdım, haremdim sana
Aşkınla tutuşan ,keremdim sana
Aslıdan çok ettin ciğerin yansın
Photobucket
Düşsemde kalkarım tutma elimden
Gururum merhamet ummaz zalimden
Beddua çıkmazdı şair dilimden
Sabrımı tükettin ciğerin yansın
Photobucket
Sineni kaplasın bu onmaz yara
Hayatın boyunca gölgemi ara
Değil mi sen benim yüzümü kara
Saçımı ak ettin ciğerin yansın.....

 

Kategori:

 

BİR KIŞ AKŞAMI
 

Pencereye kar düşünce

Çalar akşam çanı uzun,

Evi düzen içinde

Hazır sofrası çoğunun

Gezgin-göçebe kimi de

Gelir karanlık yollardan kapıya

Toprağın serin özsuyu

Açar altın, kemer ağacında.

Yolcu girer içeri sessiz,

Eşiği taş yapar acı.

Duru aydınlıkta, sofrada

Ekmek, şarap parıltısı.



Anlattıkça kış vuruyor satırlarıma

Anlattıkça üşüyor, anlattıkça ısınıyor yüreğim.

Bugün sardunyalarım da açmadı
Belki de küskün renklere
Ellerimde günah gibi yaşayamadıklarım
Sensiz soluyorum anlayacağın
Mavi mavi ölüyorum
Duyuyor musun, orada mısın,
Var mısın, yok musun?
Bir tek şeyi unutma!

Seni sevdim ben.

Yanarak, yıkılarak

Aklıma her geldiğinde ağlayarak....

KAR
 
 Kar yağdı durmadan üç gün üç gece,
Tıkandı geçitler yollar kapandı.
Yalnızlığın buzdan çetelesinde
Kimseler umursamadı karı.
Yüzlerinde iğreti bir kibirle
Hep düşürmekten korktukları,
Dalıp gittiler günlük işlerine.

Diz boyu birikmiş kar içinde
Yürürdük uzatarak açtığımız kanalı,
İki kar güvesi gibi sokaklarda seninle
Anardık bütün yitik aşkları
Bu karlı kış gününde.
Güngörmüş dağlara karşı
Sımsıcak öpüşürdük sarılıp birbirimize.

-Sevgilim, yanımda olsaydın keşke!

Şölensiz, sevinçsiz yaşıyoruz şimdilerde,
Bir iğdiş ve buruşuk zamanı.
Kimsenin türküsü yok dilinde
Karşılayacak yağan karı
Coşkulu ve sarhoş sesiyle.
Bıçak açmıyor ağızları;
Acı, yalnız acı var yüreklerde.

Kar yağdı durmadan üç gün üç gece,
Yaslandı duvarlara, kapıları zorladı,
Pencerelerden baktı ev içlerine.
Kar hiç böyle kimsesiz kalmadı
Kendi özgül tarihinde.
Çıngırakların, kızakların karı
Yağdı herşeyin üstüne sessiz bir öfkeyle.

Birikti bir çamaşır ipine bile.
Saçaklardan sarktı,
Attı kendini gürültüyle yere,
Kimse sahip çıkmadı;
Yığıldı kaldı duvar diplerine.
Yalnız kuş ayakları
Bastılar incelikle göğsüne.

-Sevgilim, yanımda olsaydın keşke!

Kar var yaşadığımız günlerde.
Umutsuzluk çevremizi kuşattı,
Kıtlık kıran gündemde.
Yine de ele güne karşı,
Özenle saklıyorum yüreğimde
Sana duyduğum aşkı,
Dört yanım kar içinde
KAR ŞİİRİ..
 

Karın yağdığını görünce,
Kar tutan toprağı anlayacaksın.
Toprakta bir karış karı görünce,
Kar içinde yanan karı anlayacaksın.


Allah kar gibi gökten yağınca,
Karlar sıcak sıcak saçlarına değince,
Başını önüne eğince,
Benim bu şiirimi anlayacaksın.


Bu adam, o adam gelip gider,
Senin ellerinde rüyam gelip gider,
Her affın içinde bir intikam gelip gider,
Bu şiirimi anlayınca beni anlayacaksın.


Ben bu şiiri yazdım aşkın çeşidi,
Öyle kar yağdı ki elim üşüdü,
Ruhum seni düşününce ışıdı,
Her şeyi beni anlayınca anlayacaksın...

Sevgililer Gününün Tarihçesi

 

 


image

Sevgililer Günü

www.birgonulbal.blogcu.com

 


 

 


 
SEVGİLİLER GÜNÜ tarihte de ne aşklar yaşanmış dedirtiyor: Sevgiler Günü'nün başlangıç tarihi eski Roma zamanına uzanıyor.

Eski Roma'da 14 Şubat günü bütün Roma halkı için önemli bir gündü. Nedeni ise bu günde Roma tanrı ve tanrıçalarının kraliçesi sayilan Juno'ya duyulan saygıdan ötürü tatil yapılırdı. Juno ayrıca Roma halkı tarafından kadınlık ve evlilik tanrıçası olarak da biliniyordu. Bu günü takip eden 15 Şubat gününde ise Lupercalia Bayramı başlıyordu.

Bu bayram halkın genç nüfusu için büyük önem taşımaktaydı. Bunun nedeni ise yaşantıları kesin kurallar ile sınırlandırılmış, bunun doğal sonucu olarak bir birliktelik yaşama şansı olmayan bu gençler sadece bu bayram süresince bile olsa birbirlerinin partneri oluyorlardı.Hangi genç bayanın hangi genç erkek ile bir çift oluşturacağı eski bir gelenek olan ve Lupercalia Bayramı'nın arife günü yapılan bir çekiliş ile belli oluyordu. Romalı genç kızlar isimlerini küçük kağıt parçalarının üzerine yazıp bir kavanoza koyuyorlardı. Genç Romalı erkkeler ise kavanozdan bu kağıtları çekerek üzerinde hangi kızın ismi yazıyorsa o kızla bayram eğlenceleri boyunca beraber oluyorlardı. Bu birliktelikler birbirine aşık olan çiftler için bayram süresinin dışına taşıp genellikle evlilikle sonlanıyordu.

O zamanın İmparatoru 2. Claudius, Roma'yı kendi katı kuralları ile zalimce yöneten bir hükümdardı. Onun için en büyük problem ordusunda savaşacak asker bulamamaktı. Ona göre bu durumun tek sebebi Romalı erkeklerin aşklarını ve ailelerini bırakmak istememeleriydi. İşte bu yüzden Roma'daki tüm nişan ve evlilikleri kaldırdı. Aziz Valentine de Claudius'un hükümdarlığı zamanında Roma'da yaşayan bir papazdı. Kendisi gibi papaz olan Aziz Marius ile birlikte Claudius'un yasağına rağmen gizlice çiftleri evlendirmeye devam etti. Ancak imparator bu durumu bir süre sonra öğrendi. Aziz Valentine insanları evlendirmeye devam ettiği için tutuklandı ve yaptıklarının cezası olarak sopa ile dövülerek öldürüldü. Milattan sonra 270 yılının 14 Şubatı Hristiyan şehitliğine gömüldü.

Aynı zamanlarda Roma'daki putperestler, şubat ayı içinde kutlanan Lupercalia Bayramı'nı kendi putperest tanrıları için kutluyorlardı. Bayram öncesi yapılan geleneksel çekilişi ise seromoniye bağlı kalarak kendileri için uygulamaya başladılar. Hristiyan Kilisesi'nin ilk kurulduğu yıllarda hizmet veren papazlar bu törenlerin, özellikle de evlenmemiş gençlerin putperestler ile birlikte anılmasından rahatsız oldukları için bir çözüm buldular. Bu gençlerin isimlerinin azizlerle birlikte anılmasını istedikleri için Lupercalia Bayramı'nın başladığı günü Aziz Valentine Günü olarak kutlamaya başladılar. O gün bugündür her yılın 14 Şubat'I Sevgililer Günü olarak kutlanmaya devam ediyor ve yeryüzünde kadın ve erkek beraber olduğu sürece de kutlanmaya devam edecek gibi.

Kesin olmamakla birlikte bazı kaynaklara göre bu özel günün kutlanma sebeblerinden bir diğeri ise Hristiyanlığı seçtiği ve bu inancından vazgeçmediği için öldürülen Romalı Aziz Valentine. 14 Şubat 270 yılında ölen Valentine'nin ölüm günü o günden sonra Sevgililer Günü olarak kutlanmaya başlanmıştır. Efsanenin başka bir yönü ise Aziz Valentine'nin İmparator Claudius hükümdarlığı ile aynı dönemde bir tapınakta papaz olarak hizmet vermesi ile ilgili. Claudius Valentine'i emirlerine uymadığı ve kendisine başkaldırdığı için tutuklatıp öldürdü. Bu olaydan 226 yıl sonra 496'da Papa Gelasius Aziz Valentine'i onurlandırmak için Şubat 14'ü Aziz Valentine Günü olarak belirlemiştir.

Yıllar 14 Şubat aşıkların birbirlerine aşk mesajları yolladığı, şiirler okuduğu, beraber vakit geçirdiği bir gün olarak günümüze kadar geldi. Bununla pararel olarak Aziz Valentine de bütün sevenlerin koruyucu azizi haline gelip böyle anılmaya başlandı. Sevgililer Günü, 1800 yıllardan sonra Amerika'da Esther Howland'ın ilk Sevgililer Günü kartını yollamasından bu yana günümüzde daha çok sayıda insanın kutladığı toplumsal bir olay haline geldi.

Bunun doğal sonucu olarak olayın ticari yönü çok gelişti. Neredeyse herkes her yıl 14 Şubat'ta sevgililerine veya eşlerine bu günün ruhu ile bütünleşen, karşı tarafa sevgilerini anlatan hediyeler vererek bu günü kutlamaktadırlar.

 

 
 

 

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol