KAPTAN PILOT:.......Azrail
HAREKET YERI:......Dünya
HAREKET SAATI:....Ecel vakti
MOLA YERI:.............Kabir
VARIS NOKTASI:.....Cennet veya cehennem
YOLCUNUN KIMLIGI:
ISMI:...........................Insan
GÖREVI:....................Kulluk
MENSEI(Maddesi):.....Toprak
BAGAJ:
1) Bes metre kumas
2) Salih amel
3) Salih bir çocugun duvasi
4) Faydali ilim
NOT:
Katiyen baska bir seyin tasinmasina müsaade edilmez.
REZERVASYONLAR:
Biletiniz kesinlikle iptal edilmez,ancak sadaka ile tehir edilebilir.
MUTLU BIR YOLCULUGUN SARTLARI:
Yolculuk öncesi seyahatinizin selameti için kur`ani kerim ve hadis-i seriflerdeki talimatlara uyulmasi önemle rica olunur.
MESAJ:
Allah ve rasulune itaat,Ölümü sürekli hatirlama,Ahirette yanliz cennet ve cehennem var oldugunun bilinmesi,Ana ve babaya iyilik yapilmasi,Yemenin içmenin ve giyinmenin her hususta helal olmasi.
UYARI:
Pasaportunuz(amel defteriniz) kontrol edilecektir.Kontrol icab ettiginde video kaseti ile agizlar bagli ellerin konusmasi ve ayaklarin sahitligi ile karsilastirma yapilir. Vizeler zamaninda yaptirilmasi (namaz,oruç,zekat,vs) insallah cennet ve cemal-i ilah-iye ulasilir.Pasaportla ilgili su sorularin cevaplarini simdiden düsünelim.
1. Ömrünü nerede tükettin?
2. Gençligini nerede çürüttün?
3. Malini nereden kazandin?
4. Malini nerede harcadin?
5. Allah yolunda ne yaptin?
NOT:
Daha genis bilgi isteyen sayin yolcularin Allah (c.c)`in kitabi
Rasülullahin hadis´i serifine bas vurmalari rica olunur.
Allah celle ve celaluhu bu uçak yolculugunda rahat ettirerek cennet´i ala´ya ulasmaya nasip etsin.
Şehit Olmak Herkese Nasip Olmaz
Allah Bütün Şehitlerimizin Mekanını Cennet Eylesin
Yakınlarına Sabır İhsan Eylesin
düşünün Bence Hepimiz Ölecez Günün Birinde
Şehit Olmak Kadar Güzel Bir şey Var Mi?
Cennet Cehennem Yok Diyen Olabilir!
Allah Nerede Göster Diyen Olabilir!
Cevap Vereyim!
Allah Yüreğimizde
Hala Göster Diyorsan Aklını Eline Al Göster.
Ya Cennet Cehennem Varsa!
O Zaman Ne Yapacaksın.
Bence düşünmeye Değer.
Peki Ya Sizce?


6666 SEFER SAYILI DÜNYA AHiRET UÇAGI UÇUS PROGRAMI

?">
Kerbela! Kerbela!
Bitmeyen bir yas, bitmeyen bir diriliştir Kerbela.
Kaleleri kin, düşüncesi zehir olanlara,
bir kırmızı güldür Kerbela.
Ey şehidi Ey şüheda! Adına adanmış bir yerdir Kerbela.
Ey minik Ruğayya!
Fırat’ın susuzluktan yandığı bir gündür, Kerbela.
Yarabbi! içime akıtğım bir öfkedir Kerbela.
Ey insanlık! Unuttukça onu
Sizi mahkûm eden bir dildir Kerbela.

Bir cana bin canla ödül verildiği yerdir Kerbela.
Elleri bağlı Abbas’ımın canını,
Canana feda ettiği candır Kerbela.
Her gün aşura! her yer Kerbela
Nidası ile insanlığın
İmtihan edildiği yerdir Kerbela.
Ey kutsal şehir! Ey Peygamber şehri Mekke! Nerde Kerbela?
Ey kutsal dinin ümmeti! Nerde Peygamber reyhanı?
nerde Kerbela.?
Ey Zeyneb! her yerde seni sordum. O sana kardeşini sormuş Kerbela.
Hıçkırık var Zeyneb geçtiğin her yerde, bir nida var dillerde
adı Kerbela.
Ey Şam! Ver küçük şehidimi götüreyim bekler onu Kerbela.
Ey Zeyneb! Ey yaralı ana! Seni bile vermediler
Her gün ağlar sana Kerbela.
Ey pazarlık konusu Mısır! Ey satılık saltanat! Sen gittin bak! baki olan Kerbela.
Ey Kudüs! Şahit ol! Şahit ol! Dedesi şahitti sana,
Ağlıyor bak Kerbela.
Koynuma sığmayan bir yarsın Kerbela.
Seni mahkûm etmişler sanma,
Tarihe sığmayan bir yersin Kerbela.
Irmaklar içinde susuz kalmış yavrular var sinende! Kerbela.
Sonra senin bedeninde dirilmişler,
yas tutan gözler ey Kerbela.!
Çadırları yakan eller yansın
Yansın seni O mübarek baştan ayıranlar
Yansın Kerbela.!
Ey Ebul Fazl! Ne görkemli bakıyorsun ağabeyine. İkinize de Kerbela.
Ne şanslısın ki:
Cennet koynunda yatıyor ey şanlı Kerbela.
Peygamber ağlamış toprağına ey Kerbela. !
Sana canını emanet etmiş
Ne şanslısın Kerbela.
Peygamber adını anmış Fatma’nın kulağına, ey Kerbela.!
Fatma’nın dudağından çıkmış ya adın
varsın bir feryat olsun ey Kerbela.!
Resul senin koynuna vermiş, gözünün nurunu ey Kerbela!
.Hor görüleni bağrına basıp,
Bağrından vurulmuşun Kerbela
İnsanlar bugün çok zeliller gör ey Kerbela!
Rengârenk olmuş ümmet, bir imtihansın
İnsanlara Kerbela!
Tarihin unutamadığı kapkara bir ansın Kerbela!
hicranli yuzler bir gun gulecek
zalimler bir gun hesep verecek
her gun asura her yer kerbela
ey huseyni can ey huseyni can
zulum icinde karardi ruhlar
kirlendi kizlar kirildi kollar
minarelerde yeni bir seda
ufukta gunes dogmadi hala
Mevla Bilir YA
|
|

Vefasiz dost icin yanma bukadar
Nankörlük beserin hamurunda var
Gördügün yarayi sen yinede sar
Kullar bilmesede Mevlâ bilir ya
Gönüller sarrafi neyler parayi
Bilir ki sahtedir dünya sarayi
Yoksulun bagrinda binbir yarayi
Kullar sarmasada Mevlâ sarar ya
Senki bozmadikca niyetlerini
Uzatmaz kalbine seytan elini
Temiz anlindaki ter bedelini
Kullar vermesede Mevlâ verir ya
Öfkeye kapima sözü hos eyle
Kur-ân`da Allah`in buyurugu böyle
Amac ibadetse sakince söyle
Kullar duymasada Mevlâ duyar ya

|
Sevgili....
Ben Veysel’im Kenan ilinde hasretini soluyan
Hırkana bürünürüm karanlıkta kaybolduğumda
Dört taraftan vururlar beni
Vururlarda söyletemezler sensizliği
Sümeyye gibi develer ayırır bedenimi
Hamza’yım Ey Sevgili,
Uhud’dayım tam önündeyim
Vahşinin mızrağı deler geçer yüreğimi
Gelde okşa ne olur oyulmuş kalbimi
Hint değil hasretin acıtır onu
Gittin ya Gül Yüzlü Sevgili
Kırıldım gittiğinden beri
Kırıldıkça yandı canım
Çarmıha gerilen benim bedenim,
benim ellerim, benim ayaklarım
Harami sofralarda sergilenen benim başım,
Beni bir ağaca kıstırdılar
Kör bir testereyle biçildim
Ve Ağladım, kurudu gözpınarlarım
Ağladım, hasretine türkü yaktım
Ağladım, gel diye Ey Sevgili…
Ey Sevgili… Kırıldı mı dişin
Dikenler acıttı mı ayaklarını
Deve işkembeleri kirletti mi elbiselerini?
Medine yolların da yoruldun mu?
Tarif’te taşlar kanattı mı gül yanağını?
Kırıldı mı kalbin bize, kırgın mısın Ey Sevgili?
Şimdi bir şarkı düşer dilimize
Bir Aşk iner yüreğimize
Bir al tutar elimizden
Bir af fermanı gelir ötelerden
Bir sen gelirsin, Bir sen gelirsin
Biz bin seviniriz; Sevgilim MUHAMMED diye
Sevgilim MUHAMMED diye
Meleklerle yarış ederiz;
Sevgilim MUHAMMED diye
dogarken safak kudus sen agla
kurtulsun artik mekke ve hama
doldurdu goyu kanin feryadi
aldi bir sehid mazlum isyani
kurtulmazmi hic mescidi aksa
susuz kerbela islandi kanla
uyandi ummet birlesti eller
dillerde tekbir allahu ekber
1400 YIL ÖNCE GELEN E-MAİL |
|

Ey Allah (c.c.)ın kulları!
Bugünün genç müslümanları!
Her gün sabırsızca bekliyorsunuz,
"Bana e-mail geldi mi?" diye.
Günde bir kaç kez online oluyorsunuz.
Mutlu oluyorsunuz,
"Bir mailiniz var!" yazdığında.
Okumak için sabırsızlanıyorsunuz.
Bazı mesajlar gerçekten güzel,
Arkadaşlarınızdan, dostlarınızdan sıcacık.
Fakat çoğu öylesine gelmiş; alakasız.
Sadece zamanınızı alıyor.
Derhal siliyorsunuz.
Biliyor muydunuz, yaklaşık 1400 yıl önce,
Allah(c.c.) size uzun bir e-mail gönderdi.
Meleği Cebrail(a.s.) aracılığıyla elbet,
Kulu Muhammed Aleyhisselatuvesselam’a
Açtınız mı bu e-maili?
Subject: Kur’an,
"Kuşku Barındırmayan Rehber"
Download ettiniz mi bu dosyayı?
Kalbinize bookmark’ladınız mı?
Hayatınızın "favoriler"ine eklediniz mi?
Her sabahınızın "başlangıç sayfası" yaptınız mı?
Açtıysanız bu e-maili
Hepsini okumuş olmalısınız...
Gönderilen elçilerin kıssalarını...
Helak olan kavimlerin öykülerini...
İnsanlığa mesajları,
Günlük hayatınızın rehberini,
Geleceğe dair güzel haberleri, müjdeleri.
Allah’ın sizden "reply" edip,
E-mail olarak iyi amel beklediğini.
şimdi, her sabah uyandığınızda;
İlk bu e-maili okuyun.
Kur’ân’da "save" edildiği şekliyle,
Hatırlayın ve ona göre "reply" eyleyin.
Sevgili genç müslümanlar;
İslamın geleceğine "enter"leyin.

|
|
|


Aşk…
Namlusu kalbime doğrulmuş…
Tetikte bekler…
Barut değil, gül kokusudur sızan…

Ya Rabbim!…
Senin sevdiğindir sevgilim…
Düşmanın; düşmanım!
Bu, benim inancım…
Ve aşkım…
“Yaratılanı sevmek; Yaratandan ötürü…”
Sevebilmek…
Sevgiyi Yaratandan ötürü…

Derviş; aşk adamı…
Dergah; aşkhane…
İbadet; sevgiliye muhabbet…
Su nasıl kaynar gönül ateşiyle?…
Çiçeklerin zikri nasıldır ve kimler duyar?
Ve Ferhat’ın dağları erittiği ateş, Şirin’in aşkından ibaret midir?

Sorma bana “Hangi aşk?” diye…
Ve aşktan korkma!
Bir göz açıp kapayıncaya kadarsa ömür…
Aşk sonsuz olmalı…
“Aşk nasıl sonsuz olur?”
Bunu sormalı…

Aşk…
Namlusu kalbime doğrulmuş…
Tetikte bekler…
Barut değil, gül kokusudur sızan…
Gül kokusu;
Bulur doğruyu…

Namlu kalbime dayanmış…
Sorma bana “Hangi aşk?” diye…
Ve tetik;
Titrer durur “ALLAH” diye…